11 Nisan 2014 Cuma

Sümeyra Eda'nın Kaleminden İlişkilerin Mizahı


       Yalnızlık buluşması herkes toplansın derin bir nefes alın ve lütfen herkes nefretini kendi önüne kussun çevreye rahatsızlık vermeyelim bu bir sempozyum hepimizin akademik alanı şimdi anlıcağınızdan eminim...

       Bir lokmada atılan sevgimizi onca zaman yutamayan biz hazımsızlıkmı yaşıyoruz yoksa midemizmi kaldırmıyor kusulası vazgeçişleri. Bir adama yazılan sözler bir kadın için ne kadar kıymetliyse yarısına kadar okunan kelimeler onlar için tıpkı çorapları gibi büzüştürülüp bir köşede fosile dönüşmeyi bekler. İşte tam tabir bu! Ancak bu kadar kıymetimiz.

       Çok özellerine girmek istemiyorum az önce söyledim çevreye rahatsızlık vermeyelim herkes önüne kusmalı neyse çoraplar! Çoraplar için zaman azalıyor derken tam o anda bir melek uzanır oda kızgın bıkkın bir tavırla onları arındırmak için eğilir alır ve yıkama işlemlerini titizlikle sürdürür. Elinden geleni yapan melek çorapları yerli yerine bırakır. Adam tekrar eline aldığında herşey geçti sanar. Tüm kirlilik bitti, herşey geçti. Gel bakalım der güzelce katlanmış duygularımızı, afedersiniz mis kokulu baklava desenli çorabı narince hiç olmadığı kadar naif dokunuşlarla giyilecek kıvama getirir ve aman Allah'ım gözleri fal taşı gibi açılır. Çorabın ununun fazla geldiğini bu kadarda yüzsüzlüğü değil, değil tuzsuzluğu fark eder ve yırtık pırtık olmuş kalplerimizi yani o güzelim çorapları onun karanlığını aydınlatan az önceki annesine ufak bir ricayla ricanın içeriği kendini affettirmesi için neler yapması gerektiği yada sadece o çorabı nasıl dikebiliceğini sorsaydı bile ilk günki gibi olurduk, biz ve çoraplar bunu biliyoruz.

       Fakat zalim adam yine yeni yeniden büzüştürüp aynı kenara aynı ritimde aynı ruhsuzlukla fırlatır ve bir daha baklavalı çoraba dokunmaz. Emin olunki bir sonraki sefere tercihi bambu kahverengi olandan yana olur.

Teşekkürler
Sümeyra Eda