Sanki bir daha gençliğini yaşayamayacakmış gibi hissediyor insan. Gençliğini, enerjinin doruklarda olduğu çılgınlıklarını, toplu bir masada atılan derinden kahkahalarını atamayacakmış gibi geliyor. Ne garip birşey değil mi okul, okumak. Çoğu zaman lanet edersin, sürekli verilen ödevler, çalışılması ezberlenmesi gereken dersler, gece uykularının katili verilen projeler. Kabataslak bakınca aslında hiç keyifli bir yere benzemiyor okul.
İnsanı acaba okulu bırakmak mı? yoksa bazı sorumlulukların altına girmek mi ürkütüyor, bilemedim. Çalışmak, sabahın 9'undan akşamın 7'sine kadar aynı masada hareket etmeden oturmak... Belkide oturamamak kim bilir. Yada belkide hayat mı zor desem. Saçmalama Çağrı mezun olmaktan konuyu nereye getirdin diyeceksiniz farkındayım ama sorular soruları açıyor.
Neyse fazla uzatmayacağım. Bu makalenin özetini şöyle belirteceğim. Bence, yani benim fikrimce insan gençliğini üniversitede yaşamalı gibi görüyor. Şöyle; hem verilen dersler, ödevler onu hayata karşı yıldırmıyor, gençliğin verdiği enerjiyi kullandığını düşünüyor. Hemde arkadaş çevresiyle sürekli eğleniyor. Tam gençlik ortamı, Bingo!
Ama üzülerek söyleyeceğim ki, öyle bir şey yok. Okul bitecek, iş hayatı başlayacak. Alnından ter gerçekten akacak. Para kazanmanın, sizi o okula gönderen babanızın kıymeti o zaman anlaşılacak.
Bu hissi bilemem ancak, gerekirse çocuklarınızla gençliğinizi tekrardan yaşayacaksınız. Umarım öyle olur.
İyisiyle, kötüsüyle üniversite hayatımın bitimine son 1,5 hafta kalmışken... Kızdığım, kalbini kırdığım, üzdüğüm, aşağıladığım kim varsa hakkını helal etsin demeyeceğim çünkü hakketmiştir. Onlar gelsin benden helallik istesin, vermeyeceğim :)
Teşekkürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder