Artık sanırım yazacak bir şeylerim bile kalmayacak kadar tükendim. Şu sıralar ki durumumu kelimelere dökemez oldum. Anlam kargaşalarının içindeyim. Çok şey yazıp içimi buraya dökesim geliyor ancak yazamıyorum, halimden de memnun değilim.
Anlamadım gitti, bunalım mıdır? depresyon mudur? yalnızlık mıdır?
Yeni hayatıma hiç alışamadım. 20 yaşında ki bir insanın kendini 45 yaşındaymış gibi hissetmesi gerçekten çok bunaltıyor. Şöyle etrafıma bir baktığımda hissettiğim yaş kategorilerinin sadece ev-iş-iş-ev dörtlüsünün arasında gidip geldiğini görüyorum. Ne bir aktivite, ne bir andrenalin ne bir aksiyon. Hiçbirisi kalmadı hayatımda...
İnsanlara bakıyorum, herkesin hayatı bu dörtlünün içinde. Ancak çok mutlular. Anlayamıyorum arkadaşım, ben mi çok yaşamak istiyorum yoksa insanlar mı yaşadıklarını kendilerine yettiriyor?
İmdat! yıldım... Bu tembellikten, bu klişelikten çok sıkıldım. Oysa ki okul hayatımın olduğu zamanlara gittiğimde ne de güzeldi. Hem çalışıp hem okuyordum, birçok arkadaşımla her gün eğleniyordum, sürekli bir faliyet, sürekli bir hareket halindeydim. Yoruluyordum!
Gerçekten anlatmak istiyorum ama anlatamıyorum. İçimde öyle bir şey var ki boğuyor beni sanki. Hiçbir problemin olmadıktan sonra yaşadığın sıradan hayatta sıkıyormuş insanı. Belkide sadece beni...
Ne bileyim arkadaşım, bazen herşeyi bırakıyorum. Bana ulaşılacak, benim ulaşım sağlayabileceğim yada oyalanacağım her şeyi bir kenara bırakıp, bağdaş kurup yere oturuyorum. Sessizliğin sesini dinliyorum... Bir ölüden ne farkım kaldı?
Kurtarın! Hiç iyi durumda değilim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder