Öyle
utangaç tebessümle durma karşımda. Ellerini de görebileceğim bir yere koy.
Yanlış anlama bu bir tutuklama değil. Gözlerime mühürlüyorum seni sadece o
kadar… Dediğim gibi çok da gülme. Çünkü öpesim geliyor gülüşünden… Ne
yumuşaktır kim bilir tenin, ellerin… Ellerinde bin bir renk var biliyorum.
Ellerini öpüşüm bundan. Hani bir bebeğin avuç içlerini öper gibi, kokusunu
içine çekerek... Böyle şeylerin verdiği huzur anlatılamaz.
Sımsıkı
da sarılamam sana. Kırılırsın, incinirsin. Ve sana her bakışım ürkektir. Sen
konuşurken bana bakma, öyle daha rahat incelerim yüzündeki gül bahçesini.
Ellerini diyorum ellerini! Görebileceğim bir yere koy. Dokunmak şart değil,
görsem yeter. Böyle dediğime de bakma. Sen ne anlatsan aklım ellerini öpmekte
olur. Ben böyleyim işte… Aldım mı huzurun tadını aklım fikrim sana zincirlenir,
ellerine…
Bu
duyguların biteceği yok sanki… Bitmesin gerçi. O kadar mutluyum ki yıllar sonra
suyu dolan nehir misali. Yıllar demişken yılların böyle geçtiğini varsayalım.
Saçların topuz, başın göğsüme değdiğinde parmaklarım saçlarına dokunmakla
ödüllendirilir. Seninle üçlü koltukta sarılıp iki battaniye ile bir olunur.
Filmler tekrar izlenilir. Ezberlenen replikler sen varken unutulur. Mutfakta
demlik yakılır, belki yemek alabilir yerini. Hergün aynı çeşit yemeklerle
doyulur. Sen dokundun diye yoğurdun tadı başka, ekmeğin tadı başka oluverir.
Sonra sen gülümsedin diye uğruna bir ömür serilmiş olur…
Emekli
maaşı almaya birlikte gidilir ve dahası birlikte sıra beklenilir. Oturacak yer
olmasa bile, iki genç dürtüklenir, dinlenmen için sana yer hazırlanır. Maaş’a
küfür edilerek birlikte eve geri dönülür. “Anahtar hangisi?” karıştırılır.
“Yeşil saplı dış kapının mıydı?” yoksa “Mavi olan evin miydi?” . Tüm bunlar sen
varsın diye olup bitiverir.
Tüm
renkler sen bakıyorsun diye maviye dönüşür. Ben bakınca siyaha… Ama ben sana
bakınca cennet görülür. Cennet rengarenktir, siyah bir renk değildir. Gülüşüne
gökkuşağı denilir, gök; sen’sindir…
Ve en güzeli ise, kalabalığın içinde
öptüğümde ki o utangaçlık kokan sırıtarak yüzünü çevirmen hala aynı
güzelliğindedir…
Geç geldin sen, hiç gitme…
Geç geldin sen, hiç gitme…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder