26 Ocak 2015 Pazartesi

Kalemimden Değer Katilliği

      Yalnız kalmak iyi gelmiyor bu günlerde... Acımla dalga geçiyor yalnızlık. Pul biber tadında ki hayatımın en acı kesitlerini alıp film yapmış utanmaz.Tek kişilik sinem oda da bir ben, bir perde, bir de o kendini bilmez.
      Gülerek açıyor perdeyi; al sana "Elma" sokağındaki çocukluğun diyor. Tekrar tekrar yaşatıyor bana yaşayamadığım o saklı çocukluğu... Sonra ikinci perdeyi açıyor; al sana aşk diyor. Bu gün bile kalbimi titreten o kadını gösteriyor bana... Üstelik tam da unutmuşken... Yakıyor canımı pul biber gibi. Sıra üçüncü perdede; "dur" diyorum, yeter! Dinlemiyor beni, ben ağladıkça, benim canım yandıkça daha da keyifleniyor. Bütün acımasızlığıyla savuruyor perdeyi; al diyor bütün hayatın, bak diyor tek güvendiğin adam... Dayanılmaz bir sancıyla kıvranıyorum. Yetmiyor acıttığı, sıra son perdede. Ne kadar yapma , etme desem de nafile. Acımla güçleniyor kalleş. Açıyor kahkahayla son perdeyi; al sana geleceğin diyor: Dünyanın bütün insanları sokağa dökülmüş sanki, bense aralarındayım. Görmüyor kimse beni, ne demek oluyor bu? İşte sonun; kimsen yok benden başka, çaresiz bir zavallısın diyor bana. Zehir zemberek bir pul bibersin sen diyorum. Sadece gülüyor...
     Ah be hayat yine yaptın yapacağını... Ruhum kimsesiz sokakların, zina köşelerinde yalnızlıkla sevişip, hayal kırıklığını doğuruyor...

     Ulaşmaya çalıştığın şeyin aslında o şey olmadığını, zamanını boşa verdiğini anlamak gibi...
     Bir şarkıyı söylerken birden artık o şarkıyı kimsenin hatırlamadığını anlamak gibi...
     Yıllardır baktığın aynanın camının kırık olduğunu anlamak gibi...
     İçin kan ağlarken gülmeye çalıştığın için aslında hiç üzülmediğini düşünmeleri gibi...

Selametle...

21 Ocak 2015 Çarşamba

Kalemimden Sebep, Sonuç

     Çok özlem, çok duygu ve özlerken bir çok kırgınlık. Çoğu kez hislerimi öldürdü! Yoğunlaşabildiğim ve aklımın yitirilmesinde iki, üç düşünceden sıyrılıp sığındığım; yokluk acısı...
     Alışmak şimdi çok tanıdık bir komşu ve suçlu olan ise tereddütsüz sensin.

19 Ocak 2015 Pazartesi

Kalemimden Kendinize İyi Bakın

Keyiflenip sigara yakmak,
Keyif sigarası yakmak,
Keyiflenmek,
Keyiften sigara yakmak,
söylerken bile ağlamaklı bir gülümseme pat diye oluşuyor suratımda. Ah gururumuz ağlatmıyor da insanı, başın dik durmak ağlayamamak, ne dramatik ama değil mi?
     Kime gurur yapıyoruz bunu bile bilmiyoruz, içimizde veyahut kafamızda yarattığımız güçlü karakterlere yenilmemek için yoksa bunca gurur?  Bilemiyoruz, bilmiyorum, düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum...  Hâla düşünüyorum... Durdurmak mümkün değil biliyorsun, düşünüyorum.. Yanıtı bilmiyorum, zaten bilmiyorum diyene kadar aklımda saçma sapan düşünceler çoktan atışmaya başladı bile.
     Daha ne kadar delireceğim bilmiyorum fakat, bir sigara yakmalıyım, çakmağım sigarasına kavuşmalı.
Keyiften mi yakıyorum sizce?
-Hayır.
Benim sigaram çaresizlikten yanar.
     Çaresizlikten bahsediyorum, hepimiz mi bu kadar çaresiziz. İşte bu neden den dolayı, biz yalnızlığı güçsüz insanlara yükleyip, gözyaşlarımızı kazağımızın koluyla silecek insanlar olacağız. Güç her zaman güç müdür? Bazen güç bile yorar insanı, ayakta duramayacak hale geldiğimiz zamanlar da oldu. Çok aptalız. aptalız. mükemmel aptallardanız. Güçsüz olmak varken gücü seçmek en büyük aptallıktı.
     Dişlerinizi sıkıp, parmaklarınızı yumruk haline getirip sıkmaktan, kendinizi güç ile beslemekten vazgeçin. Ağlayın, ağlayın, ağlayın. Hadi.
     Göz yaşlarınızın dudağınıza değmesine izin verin...
     
Selametle...