
Mesela bazı sorular vardır; Örneğin, Eğer insanlar olmasaydı üzerinde bulunduğumuz karaları sadece hayvanlar mı işgal edecekti? Bundan yola çıkarak bitkiler dışındaki hayvanları da göz arda edecek olursak yerkürenin üzerinde sadece karalar, denizler ve ağaçlar mı olacaktı? Ne yani Dünya öylece kendi etrafında dönüp duracak mıydı?
Peki Dünya'yı da es geçersek sadece Güneş öylece uzay dediğimiz sonsuzlukta duracak mıydı? Böyle kısa bir an bunları düşündüğümüzde sanki yaşadığımız hayatımızdan çıkıp farklı bir yerlerde ruh gezisindeyiz gibi hissediyor insan. Ancak çok kısa sürüyor insanın reele dönmesi.
Yalancı dediğimiz bir terim vardır. Oldukça saçma! Cem Yılmaz'da showunda bahsetmiştir. Yalan söyleyebilen bir kişinin "yalancı" sıfatına layik görülmesi olanaklı mıdır? Eğer yalan söylüyorsa bir kişi ve yalan olduğunu anlayamıyorsak o kişiye nasıl yalancı diyebiliyoruz? Yalan söyleyemeyen kişiye de yalancı diyemeyiz çünkü söyleyememiştir. E o zaman bu "Yalancı" terimi nerden türedi? Nasıl türedi? İnsan bu kadar saçma mıdır?
Biraz klişe olacak ama, şimdi bu pinokyo "burnum uzayacak" derse burnu uzamazsa yalan söylemiş olur ve burnu uzar ama burnu uzayınca da doğruyu söylemiş olur. Peki buna yakıştıracağımız tabir ne olacaktır?
Yada varlık var mıdır yok mudur? Hala cevabı verilemeyen bir sorudur. İnsan ruhunun kendi bedeninden ayrılıp başka bir bedene girerek, girdiği bedenin gözlerinden dünyayı görüp, o kulaklarla sesleri duyamadıktan sonra etrafından nasıl emin olabilir ki? Neye dayanaraktan. Belki de etrafımdaki hiçbir şey yok. Şahsime ait bir yaratan var ve o yaratanın gölge oyunlarındayım, sınanıyorum? Olamaz mı? Nasıl ıspatlayacaksınız?
Ah ah... Çok derin sorular.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder